Yapay zeka ve blok zinciri, BAE'nin karbon kredisi hedeflerini destekleyebilir

Dünyanın en büyük hidrokarbon üreticilerinden biri olan BAE, aynı zamanda kişi başına düşen karbondioksit salınımında da en yüksek orana sahip ülkelerden biri olup, kişi başına yılda 20 ton karbondioksit salınımı yapıyor.

BAE, geçen yıl Paris Anlaşması kapsamındaki taahhüdünü güncelleyerek, 2030 yılına kadar emisyon azaltma hedefini yüzde 31'den yüzde 40'a çıkardı.

Böylesine iddialı bir hedefe nasıl ulaşılabilir? Çözümün bir kısmı kesinlikle sera gazı emisyonlarını azaltmada kritik bir araç haline gelen karbon kredilerinde yatmaktadır.

BAE, Abu Dhabi Global Market'in AirCarbon Exchange (ACX) ile dünyanın ilk tam olarak düzenlenmiş karbon ticaret borsasını ve karbon takas merkezini oluşturmak için yaptığı ortaklık aracılığıyla bu kredilere olan bağlılığını zaten göstermiştir. ACX, şirketlerin geleneksel finansal varlıklar gibi karbon kredileri ticareti yapmalarına olanak tanır.

ACX'in kurucu ortağı Thomas McMahon, karbon kredilerinin önümüzdeki beş yıl içinde 4 milyar dolarlık küresel bir varlık sınıfı haline gelebileceğini söyledi AGBI geçen sene.

Blockchain ve yapay zeka, piyasayı geliştirmenin merkezinde yer alıyor. Bu teknolojiler şeffaflığı artırıyor, çift sayımı engelliyor ve yüksek kaliteli karbon kredilerinin oluşturulmasını kolaylaştırarak gerçek çevresel etki sağlıyor.

Karbon kredileri, emisyonları azaltmak için ekonomik teşvikler sağlamak üzere tasarlanmıştır. Bir karbon kredisi, bir ton karbondioksitin veya diğer sera gazlarındaki eşdeğerinin azaltılmasını temsil eder.

Emisyonlarını belirledikleri hedeflerin altına düşüren kuruluşlar, fazladan azaltımları kredi olarak satabilirken, hedeflerini aşan kuruluşlar ise telafi etmek için kredi satın alabilir.

Bu piyasa mekanizması, karbon emisyonlarının fiyatlandırılmasına yardımcı olarak yenilenebilir enerjiye ve diğer emisyon azaltıcı girişimlere yatırım yapılmasını teşvik ediyor.

Karbon kredisi zorlukları

Küresel planın sorunları yok değil. Örneğin, tek bir karbon kredisi birden fazla tarafça talep edildiğinde “çift sayım” meydana gelebilir ve bu da tüm sistemin güvenilirliğini zedeleyebilir.

İşlem gören kredilerin kaynağı ve meşruiyeti hakkında yeterli bilgi olmadığında şeffaflık sorunları ortaya çıkmaktadır.

Faydaların abartılması da bir sorun teşkil ediyor; çünkü şirketler çevresel sorumluluk izlenimi yaratmak için telafi projelerinin olumlu etkisini abartabiliyor.

Bu zorluklar, karbon kredilerinin iklim değişikliğini azaltmadaki etkinliğini tehlikeye attı ve güveni aşındırdı. BAE'nin karbon kredilerine olan bağımlılığı, bu zorlukların ele alınmasını çevresel hedeflerine ulaşmak için kritik hale getiriyor.

Şeffaflık, güven oluşturmak ve kredilerin iki kez sayılmamasını sağlamak için önemlidir

İşte tam bu noktada blockchain ve yapay zeka devreye giriyor. Merkezi olmayan bir dijital muhasebe teknolojisi olan blockchain ve yapay zeka, bu zorlukların üstesinden gelmek ve karbon kredisi piyasasını güçlendirmek için güçlü araçlar olarak ortaya çıkıyor.

Blockchain, işlemlerin şeffaf, güvenli ve değiştirilemez olmasını sağlayabilir. Her işlemi halka açık bir deftere kaydederek, blockchain karbon kredilerinin oluşturulması, mülkiyeti ve transferi hakkında net ve doğrulanabilir bir kayıt sağlar.

Bu şeffaflık, güvenin oluşturulması ve kredilerin iki kez sayılmamasının sağlanması açısından önemlidir.

Ek olarak, blockchain, karbon kredisi doğrulamasının şeffaflığını ve doğruluğunu artırmak için coğrafi etiketlemeyi entegre edebilir. Karbon kredilerine coğrafi etiketler ekleyerek, karbon sekestrasyon projelerinin tam konumu kaydedilebilir ve gerçek zamanlı olarak izlenebilir.

Gelişmiş yapay zeka algoritmaları, uydu görüntüleri ve sensörlerle birleştirildiğinde emisyon azaltımlarını yüksek hassasiyetle izleyebilir ve doğrulayabilir.

Örneğin, yapay zeka, ormansızlaşma veya yeniden ormanlandırma projelerini izlemek için uydu verilerini analiz edebilir ve iddia edilen karbon azaltımlarının gerçek ve ölçülebilir olmasını sağlayabilir.

• Karbon kredisi planları sıfıra giden düz bir yol değildir
• Adnoc, karbonsuzlaştırma planını ilerletmek için 3 milyar dolar güvence altına aldı
• Orta Doğu'nun karbon yakalamayı genişletmek için daha güçlü politikalara ihtiyacı var

Son yıllarda yapay zeka ve uydu veri teknolojisinin birlikte gelişmesiyle çevresel izleme doğruluğu önemli ölçüde arttı.

Geleneksel olarak, görüntü çözünürlüğü ve veri işleme yeteneklerindeki sınırlamalar nedeniyle karbon doğruluğu için uydu verileri %80 ila %90 civarında doğruydu. Ancak, yapay zeka algoritmalarındaki ve uydu teknolojisindeki gelişmeler artık bu doğruluğu etkileyici bir şekilde %97 ila %100'e çıkardı.

Yapay zeka destekli geliştirmeler, uydu görüntülerinin daha hassas bir şekilde analiz edilmesini sağlayarak arazi kullanımındaki değişiklikler, bitki örtüsünün sağlığı ve karbon tutma faaliyetleri hakkında ayrıntılı bilgiler sağlıyor.

Bu durum, özellikle BAE için çok faydalı olacaktır çünkü bu sayede yurtdışı karbon kredisi yatırımlarının sürekli izlenmesi ve etkinliğin sağlanması mümkün olabilecektir.

Blok zinciri teknolojisi, yerli kabileler ve küçük çiftçiler de dahil olmak üzere toprak sahiplerinin karbon kredileri için gerçekten ödeme almalarını sağlamada da etkili olabilir.

Tarihsel olarak, bu gruplar karbon sekestrasyon projelerine yaptıkları katkılar için sıklıkla göz ardı edilmiş veya az ücretlendirilmiştir. Blockchain kullanılarak, karbon kredilerini içeren tüm işlemler şeffaf bir şekilde kaydedilebilir ve izlenebilir. Bu, ödemelerin doğrudan hak sahiplerine yapılmasını sağlayarak, tazminin değişmez bir kaydını sağlar.

Blockchain ve yapay zekanın karbon kredisi piyasasına entegrasyonu, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir ilerlemeyi temsil ediyor. Ekonomik kalkınmayı çevresel sürdürülebilirlikle dengelemesi gereken BAE gibi ülkeler için bu yenilikler yalnızca faydalı değil, aynı zamanda olmazsa olmazdır.

Her karbon kredisinin gerçek ve hesaba katılmasını sağlayarak, yapay zeka ve blok zinciri teknolojileri düşük karbonlu bir geleceğe geçişi hızlandırmaya yardımcı olabilir.

Erin Grover, Dubai'de yaşıyor ve iklim etkisi, gıda güvenliği ve tedarik zinciri şeffaflığı için ortaya çıkan teknolojiler konusunda danışmanlık yapıyor